Yoğurt yazısı

Taraf, “Pop-Up” köşesi, 11 Ağustos 2013

Türkiye’de büyümüş biri olarak otuz yıl kadar önce New York’a geldiğimde kısa zamanda kendi yoğurdumu kendim yapmaya karar vermiştim ama beceremedim. Çünkü, marketten alınabilecek tek bir cins yoğurt vardı, markası sanırım Dannon idi ve hiç iyi değildi. Amerikan mutfağında yoğurdun yeri çok dardı (onun yerine ekşi krema kullanırlardı) ve oturup tek başına yoğurt yemek diye bir âdet gelişmemişti. Sonradan daha Avrupai havalarda Yoplait denen marka türedi, meyveli yoğurt kavramını da yanılmıyorsam onlar yaygınlaştırdı.

Sağlıklı yiyecek furyasıyla birlikte yoğurdun pazarı da büyümeye başlayınca Avrupa’dan Fage adında bir şirket, kutusunda “Total – Yunan yoğurdu” yazan bir yoğurt sundu piyasaya. Bu yoğurdun farkı süzme, krema kıvamında ve sade yenilebilecek tatta oluşuydu ve doğal yiyeceğe meraklı, okumuş kentliler arasında tutuldu. Kutuya yazılan “Yunan” sözcüğü belirli bir yoğurt tipini betimlemekte kullanılan bir sıfat olarak yerleşti.

Bundan üç-beş yıl önce çevremdekilerin Chobani diye yeni bir marka “Yunan yoğurdu” yemeye başladığını farkettim. Meraklanıp sorunca bunun diğerlerinden çok daha üstün olduğunu söylediler, ben de denedim ve hak verdim. Şimdi dört bir yanı Chobani sarmış durumda ve Dannon’u bile geçerek piyasada ikinci sıraya yükselmiş. Bu yoğurdu geliştirip şirketi kuran kişi Doğu Anadolulu bir göçmen, Hamdi Ulukaya imiş. Keyifli, hoş bir insan olduğunu duyuyorum, kafasının da çok işlek olduğu belli, tanışıp muhabbet etmek isterdim.

Birkaç gün önce Türkiye’den Maliye Bakanı’nın Hamdi Bey’i arayıp tebrik ettiği haber oldu Türk gazetelerinde (bunun kişisel mi yoksa resmî bir arama mı olduğunu yazmamışlar). Merak edip okuyucu yorumlarına baktım: gördüklerimin hepsi (çok kötü Türkçeyle) öfke ve nefret ifadesinden oluşuyor. Ana temayı Türkiye’den çıkma birinin yoğurduna “Yunan” diyerek vatanına ihanet etmesi oluşturuyor; çünkü, malûm, bir Türk ABD’de yerleşip bir şirket kurduğunda, Türk’ün dünyaya bedel olduğunu kanıtlamak üzere kurmak zorundadır. Varlığını Türk varlığına armağan etmemiş bu şahsı tebrik ederek Bakan da yoğurdu Yunan’a mal etmiş, vatanına ihanet etmiş oluyor. Türklüğe fayda yerine zararı olan bu kişiyi bırakalım Yunanlılar tebrik etsin. Ayrıca, bu kadar kısa sürede elde edilen böyle bir başarının altında kim bilir ne filmler çevriliyordur. (Bu arada sene de oldu 2013.)