Özgüven ve Ses Tonu Üzerine

Taraf, “Pop-Up” köşesi, 9 Haziran 2013

Bir zamanlar benim New York’taki ev halkı Türkçe konuşurken epeyce davudî çıkan sesimin İngilizce konuştuğumda tizleşiverdiğini öne sürmüştü. Kendime ve başka yabancılara biraz kulak kabartınca gerçekten de arada böyle bir perde farklılaşması olduğunu görmüştüm. Uzun zamandır evdekiler de, ben de bu farkı duyamıyoruz. Sanırım toplumsal niteliklerin dile etkilerini inceleyen sosyolinguistlerin savlarına bir kanıt oluşturdum: Burada daha bir yerleşip rahatladıkça, topluma ve dile daha entegre oldukça, İngilizce konuşma perdem anadiliminkiyle aynı kalınlığa düştü.

İnsanların konuşma tonlarındaki farklılaşmaların yalnızca beden yapısına bağlı olmadığı, toplumdaki konumlarıyla, üstlendikleri rollerle yakından ilişkili olduğu artık kesinleşti. Bunun kadınların erkeklerden daha çok başvurduğu bir gösterge olduğu da oldukça açık. Başta Uzakdoğu toplumları olmak üzere birçok ülkede kadınların tiz, bebeksi sesle konuşmaları itaatkârlık, hanımlık, kibarlık, masumluk, sevimlilik, güzellik gibi niteliklerle özdeşleştiriliyor. Erkeklere oranla kadınların yapısı falsetto (sahte ses) denen, ses tellerinin tümü yerine belirli bölgelerini titreştirerek üretilen ses için daha elverişli ama yine de bunu içselleştirmek kolay iş değil.

Benim falsetto kullanımı konusunda rastladığım araştırmaların çoğu Japonya’da yer almış ve kadın-erkek eşitliğinde yol alındıkça kadınların konuşma tonlarında çok belirgin bir kalınlaşma olduğu saptanmış. Yönetici ya da patron konumundaki kadınların büyük çoğunluğunun doğal (modal) tonda konuştuğu, resepsiyonist, garson, asansör operatörü gibi mesleklerdekilerin de hâlâ falsetto kullandığı söyleniyor. Bir araştırmada Tokyo metrosunun son elli yılda kadın sesleriyle kaydedilmiş anonsları karşılaştırılmış ve tonda ciddî bir kalınlaşma yer aldığı saptanmış.

Ben günlük yaşantıdaki gözlemlerime dayanarak bu konunun Türkiye için de geçerli olduğunu düşünüyorum ve bir araştırma yapılsa benzer sonuçlara ulaşılacağını sanıyorum. Örneğin, Tokyo metrosundaki ton kalınlaşması en azından THY anonslarında da gerçekleşti: Birkaç yıl öncesine kadar kayıtlı anonsların İngilizcesini okuyan kadın sesiyle Türkçesini okuyan ses arasında çok çarpıcı bir perde farkı olurdu, bu neredeyse kayboldu gibi.